Genel
Mü’min Hesabı Unutmadan Yaşar
İnsanlar ömürleri süresince mutlu ve sıkıntılı günler geçirirler. Bunlar hep birer imtihandır. Sıkıntılı günlerdeki imtihan ile rahatlık dönemindeki imtihanı karşılaştırırsak, rahatlıktaki imtihan daha zordur. Günümüz Müslümanlarının gafil olduğu en zor imtihan, rahatlık içindekilerin imtihanıdır. Ancak imtihanı başka yerlerde arayanların, içinde bulundukları imtihandan yüz akı ile çıkmaları zordur.
Abdullah Büyük - Yeni Akit
İnsanlar ömürleri süresince mutlu ve sıkıntılı günler geçirirler. Bunlar hep birer imtihandır. Sıkıntılı günlerdeki imtihan ile rahatlık dönemindeki imtihanı karşılaştırırsak, rahatlıktaki imtihan daha zordur. Günümüz Müslümanlarının gafil olduğu en zor imtihan, rahatlık içindekilerin imtihanıdır. Ancak imtihanı başka yerlerde arayanların, içinde bulundukları imtihandan yüz akı ile çıkmaları zordur.
ÇeÅŸitli imtihanlara tabi tutulan ve hepsinden de baÅŸarı ile çıkan ilk Müslümanlar: Muhacir ve Ensar’dır. Bunlar Ä°slam toplumunun ayakta kalmasına vesile olan direklerdir.
“Ä°slâm’ı ilk önce kabul eden Muhacirler ve Ensar ile iyilikle onlara uyanlar var ya Allah onlardan razı olmuÅŸ onlar da ondan razı olmuÅŸlardır. Allah onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. Ä°ÅŸte bu büyük baÅŸarıdır.” (Tevbe, 100)
Bu ayette dikkatimizi çeken husus; birbirlerinden razı olan Allah (cc) ve Allah’ın kullarıdır.
Razı olma sebebi şudur:
Muhacir, Ensar ve onlara tabi olanlar, Allah’a itaat edip Peygamberin davetine uydukları için Allah onlardan razı olmuÅŸtur. Ä°man ve Rasûlullah’a itaate karşılık onlara cennet ikram ettiÄŸi için onlar da Allah’tan razı oldular.
İbni Kesir bu ayetle ilgili şu yorumu yapıyor;
-“Allah, Muhacir ve Ensar’ın ileri gelenleri ve onlara uyanlardan razı olduÄŸunu haber vermiÅŸtir. Onlara kızıp, sövenlere yazıklar olsun. Allah’ın razı olduÄŸuna sövdüklerine göre, Kur’an’a iman nerede, onlar nerede?
“Çevrenizdeki bedevilerden birtakım münafıklar vardır. Medine halkından da münafıklıkta direnenler vardır ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceÄŸiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir.”(Tevbe, 101)
Bu ayet Medine dışından şehre inen münafıklar ve Medine halkından nifakta ısrar eden, uzmanlaşmış münafıklardan bahseder. Yani münafıklıkta ihtisası olanlardan.
Bunlar münafıklıkta öyle mesafe katetmiÅŸlerdir ki, vahiy olmadığı müddetçe bu nifak ehlini Peygamberimiz de bilememiÅŸtir. Kendilerini gizleyebilmiÅŸlerdir. Peygamberimizin yaÅŸamış olduÄŸu o dönemde 300’e yakın münafık olduÄŸu söylenir. Profesyonel münafıklar için iki kez azap tattırılır.
Birincisi: Dünyadadır ki ölmeden evvel rezil olmalarıdır.
İkincisi: Kabir ve cehennem azabıdır.
Münafıklar; dünyada, kabir ve kıyamet hayatında rezil olacaklardır.
“DiÄŸer bir kısmı ise günahlarını itiraf ettiler. Bunlar salih amel ile kötü ameli birbirine karıştırmışlardır. Umulur ki, Allah tövbelerini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.” (Tevbe, 102)
İtiraf: Bir şeyi bilerek ve mahiyetini anlayarak kabul etmektir. İnsan bir suç işleyince aslı olmayan mazeretler ileri sürmemelidir. Yapılan işin kötü olduğunu anlamalı, kabul etmeli ve pişman olmalıdır. Bunun için; iyilik ve kötülük yapan, kötülüğünden pişman olup doğru söyleyenlerin itirafı geçerlidir.
Geliniz şu ayetle yazımızı bitirelim, ama dikkatlice okuyup üzerinde düşünelim.
“De ki: DilediÄŸinizi yapın. Çünkü Allah da Rasûlü de, mü’minler de iÅŸlerinizi görecektir. Sonra gizliyi ve aÅŸikârı bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O, size, yapmakta olduÄŸunuz ÅŸeyleri haber verecektir.”(Tevbe, 105)
Rabbimizin huzurunda vereceÄŸimiz hesabı bir an bile unutmadan yaÅŸamak duasıyla, Cumanız mübarek olsun…
Henüz yorum yapılmamış.